23 Mayıs 2011 Pazartesi

MY BIG FAT GREEK WEDDING VOL. 2

Damo'yu hatırladık mı? Hani şu doğumgününe gittiğimiz sevgili Yunan arkadaşımız. Biz Damo ve ailesi ile bir bölüm daha çektik bu geçen zaman zarfında. Yazmak konusundaki tembelliğime ben bile inanamıyorum.

Her neyse, Damo, anne ve babası bir akşam yemeğine bize geldiler. Tabi bu yemek öncesi ben bi gerildim. Malum baklava bizim, döner bizim diyen memleketin insanları akşam yemeğine geliyorlar. Yapacağım yemeklere "bunlar Yunan mutfağının" derlerse tencereyi kafalarına geçiririm endişesi içerisindeydim. Burada karabasan gibi üzerime çöken hamaratlık nedeniyle bir gün öncesinde yaprakları sarmaya başladım.  Evet evet yanlış okumadınız yaprak sarması yazdım. Ben böyle yemekler de yapabiliyorum. :) Efenim devam edelim, yaprak sarması akabinde mercimek çorbası, fırında patlıcan oturtma ve kısırdan oluşan menümle Yunan dostlarımıza masayı hazırladım. Bir an kendimi "Yemekteyiz" programında hissettim. (Programın adı bu muydu? Hani bir grup garip insan beraber yemek yiyorlar, ay çok güzel olmuş deyip kapıdan çıkarçıkmaz atıp tutuyorlar)

Misafirlerimiz geldiler ve biz yemeğe geldik açız deyip masaya geçtiler. Tabi bu noktada başladık o ne? neden yapılıyor? bu ne? nasıl yapılıyor sorularına. Kırmızı mercimek bilmiyorlarmış, yeşil mercimek yemeğini yapıyorlarmış. Kısır hiç yememişler, Damo'nun babası bayıldı kısıra. Umarım gece rahat uyuyabilmiştir zira koca kase kısırın yarısını tek başına yedi. Patlıcan oturmayı yapıyorlar ancak beşamel soslu yapıyorlarmış. Denenebilir, bayılırım beşamel sosa. Veee yaprak sarması. Sarmaki. Damo'nun annesi bu noktada olaya dahil oldu. Bir dahaki sefere kekik de kullanmamı önerdi. Onlar yaprak sarmada kekik de kullanıyorlarmış, denemekten zarar gelmez. Tabi yemek sırasında portakal suyu içilmedi, aslan sütü dururken portakal suyu mu içilir. :)) Oooh yarasın!!

Eh yemek ziyareti kısa olur, yedik - içtik sonrada hadi sağlıcakla dedik...

γεια (gia)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder