23 Mayıs 2011 Pazartesi

HAMARAT AYŞENUR BİZİM MUTFAKTA

Başlıktanda anlayacağınız üzere bu haftasonu Ayşenur bize evci çıktı. :) Aslında kendiside evde kalıyor, yurtta kaldığı düşünülmesin yani.

Hangi trene bineceğini öğrenmek için aradım, öğrendim hatta nasıl yemekler yemek istediğini de öğrendim :)))) Çocuğun içi kurumuş konserve çorbadan, çikolata ve cipsten. Bu haftasonu ne yapsak diye düşünürken ben Ayşenur "hocam Reyhan Market'e gidebilir miyiz?" diye sordu :)))  Karşıkonulamaz acı gerçek kapısına gelip dayanmıştı. Reyhan Market gerçeği. Türkiye'de nasıl Nihat Doğan gerçeği varsa burada da Reyhan Market gerçeği var. Birde Ulaş Market var ama gidince insanın alışveriş yapası gelmiyor. Oysa Reyhan öyle mi, bir albenisi var.

 Cumartesi günkü programımızı (kısmen) Ayşenur'un gereksinimleri doğrultusunda belirledik. Önce Mons Decathlon, sonra Reyhan Market'e gittik. Sonrada koşa koşa eve geldik sınav haberlerini alabilmek için. Başladı mı, bitti mi, dan sınavı nasıl oldu, ayılan bayılan oldu mu? Ya da bir zamanlar kyu sınavının birinde çok sevgili öğrencilerimizden biri sorulan soruya "ama bana bunu geçen sınavda sordunuz, sanırım yanlış soruyorsunuz" demişti ukeme ve sınavın akışını değiştirmişti, yine öyle birşey olmuş muydu? Neyseki herşey yolunda gitmiş, hatta sürpriz sanatçılar bile varmış sınavda. Eeee boşuna "Herkes İçin Aikido" demedik. Sizin için Aikido, bizim için Aikido, onlar için Aikido.... Sınavın yapıldığı sıralarda biz de Ayşanur'la arka bahçemizin arkasındaki küçük ağaçlıkta birazcık antrenman yaptık. Can bu çekiyor işte... 1,5 saat hevesimizi aldıktan sonra eve gelip yemeğimizi yapıp yedik. Ve sonraaaaa Ayşenur bize sangria yaptı.

Cam sürahi olsa iyi olurmuş ama bizde ne yazık ki yoktu, kepçe ile bardaklara doldurarak içtik. Bardak dediysem yarım litrelik koca bira kupaları. Burada şunu belirtmek istiyorum o kasede 2lt sangria var, kaseyi alıp  üst komşumuza çıkıp hep beraber içtik.  Tabi o kadar sangria kasede durduğu gibi durmuyor. İçince Reyhan Market'ten alınmış Aytaç sucuğun üzerinde yazan "halal" kelimesine "eee parasını verdim tabi helal olacak" yorumunu yaptırıyor :)))))) 

Ayşenur'un hamaratlığı sadece sangria ile kalmadı. Pazar sabah kalvaltımız için annelerimizin poğaçaları tadında küçük, şirin, cincirik ekmekler yaptı. 

 Gerek hamur paketinin açılmasında, gerekse küçük ponçik ekmek hamurlarının tepsiye dizilmesi sırasında çok yoruldu. Ama emeğinin karşılığını alacağı içinde çok mutluydu Ayşenurcuk. Zaten aşağıdaki fotoğrafta mutluluğun nasıl yüzüne yansıdığını sizde görüyorsunuz değil mi? Ben Ayşenur'un bu fotoğrafını www.herkesicinaikid/forum sayfasına koymayı düşündüm ancak sonra farkettimki ne Ayşenur'un elinde hamur var, un var ne de bakışları buna uygun. O yüzden yalnızca blogumda yayınlamaya karar verdim.

mutlu Ayşenur ve küçük ekmekleri

 Güzel ve mutlu geçen bir kahvaltının ardından Waterloo'da her pazar kurulan brocante'a gittik. Aylar sonra kendimi boydan görebilceğim bir ayna edindim, Ayşenurcuk'da güzel, cici bardaklar aldı kendine.

Sonra Ayşenur'un 18.28 trenine binmesiyle bu masalda burada bitti.

6 yorum:

  1. kardelen Ayşeee,kardelen Ayşeee, ne yapıyorsun bana söyle..

    YanıtlaSil
  2. bence ayşenur'un bu fotoğrafını foruma koymak konusunda çekince yaşamamalısın. uygun konu başlığı bulmana da gerek yok. kafana göre bir konu başlığının altına koy, olsun bitsin işte. ukem, herşeyi öğrencilere bizim öğretmemizi bekleme; bazen de biz onlardan bir şeyler öğrenmeliyiz.

    YanıtlaSil
  3. ne güzel yedik yaa!! yazıyı okuyunca bi anda burnuma yemek kokuları geldi çok başarılıydı :))

    YanıtlaSil
  4. Allahim tutamiyorum kendimi, fotografi foruma koyasim var :)

    YanıtlaSil
  5. hocam lütfen tutunuz kendiniziii :D

    YanıtlaSil