7 Haziran 2011 Salı

KARAOKE KABUSU

Aslında bu bir piknik yazısı olacaktı. Seçkin'in çalıştığı birim büyük bir aile pikniği planlamış. Piknik günü yaklaşık 150 kişi varmış, yani öyle büyük bir piknik. Tanıdığım birkaç kişi dışında bana yabancı yüz küsür insanla birlikte birşeyler yemek, bazılarıyla tanışmak ilginçti tabi. Ama tabi her kalabalık ortamda olduğu gibi, bizde tanıdıklarımızla takılmayı tercih ettik. Havanın güneşli ama soğuk olması o kalabalık pikniğin sünmesine engel oldu neyseki.

Çocuklar sağa sola saldırmasın diye iki adet bouncy castle (şişme, zıplanan kaleler) getirilmişti. Ve üzerinde sayamadığım kadar çok çocuk vardı. Çocuk her yerde çocuk olduğu için, tabiki ortalık yine cayır cayır çocuk sesiydi. Dediğim gibi hava soğuktu ve neyseki üşüdüler. Bende tüm bu kalabalığın ardından gideceğimizi düşünerek Muhteşem Yüzyıl planları yapmaya başlamıştım ki bizim küçük grup toplandı bahçede. Kimler var bu küçük grupta; Damo (hatırlıyoruz değil mi?), Delphin (Fransız), Andrea (Amerikalı), Richi (Alman), George (Alman), Andre (İtalyan) ve adını bilmediğimiz bir adet Canadalı şahsiyet. Gayet eğlenceli muhabbet bitmek üzereyken, bouncy castleları toplamaya başlayan Damo'ya yardıma gitti herkes. Andrea ve Delphin yardım amaçlı (!) kendilerini bouncy castleların üzerine atarken, bu yardımsever davranışı çekemeyen arkadaşlar kızları bu kocaman oyuncakların içinde katlayıp kaldırmaya çabaladılar. Ancak yardımsever ben, kızları kurtardım. :)) Zira bir tanesi öğrenci adayım. Delphin olan :)

Delphin ve Andrea kurtulduktan sonra bakın ne kadar mutlular

O koca bouncy castlelar kaldirildiktan sonra "o zaman birşeyler içelim, müzik dinleyelim" faslı başladı ve eğlendiğim ama sonrasını kestiremediğim bu muhabbetin biraz daha uzaması beni germeye başladı. Sonrasını kestiremediğim diyorum çünkü Seçkin bir karaoke muhabbetinden bahsetmişti. Ve ne yalan söyleyeyim hiç hazzetmediğim bu aktiviteye yakalanmamak için sürekli kıvırma ve kaçma eğilimindeydim.

Ancak ne kadar çabalarsam çabalayayım bir anda başlayan o kabusun tam ortasında kaldım.

Damo ve Delphin
Andre, Damo, Delphin, Andrea














Kısa bir süre sonrada o mikrofonun önünde ben de yerimi almış bağıra bağıra şarkı söylemeye başlamıştım :)))) Önce ikili olarak başlayıp sonra grup halinde 80ler, 90lar, gelsin rock, gitsin pop derken  ve sesim artık kendinden geçmişken nihayet eve ulaşmanın saadetini yaşadım.

Olsa yine yapar mıyım? Bilmiyorum, ama o akşam çok eğlendim bunu biliyorum.

Mille baisers!!!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder