14 Ağustos 2011 Pazar

BLIJDORP ZOO

Arkadaşlar,

Size şu ana kadar gittiğim en güzel, en etkileyici hayvanat bahçesini anlatmak istiyorum. Şahsım olarak hayvanların kafeslere kapatılıp sergilenmesinden hoşlanmıyorum ancak bir tarantulanın neye benzediğini, tırnak büyüklüğündeki zehirli kurbaların ne renk olduğunu da bilmek istiyorum. 

Blijdorp, kelime anlamı olarak "mutlu köy" demekmiş. Hayvanat bahçesine böyle bir isim vermek çok anlamlı tabi. Benim tabiki ilk olarak aklıma taktığım şey buradaki hayvanlar mutlu muydu? Tabiki bunun cevabını bilmek zor, kısıtlı alandalar ama aç değiller, avlanma riskleri yok. 

Bugüne kadar buna benzer birkaç tane hayvanat bahçesi gezdim. (Türkiye'dekileri saymıyorum, o hayvanat bahçesi dedikleri yerler hayvanlar için hapishane bence). Antwerp'deki eh işte dediğim bir yerdi. Denver'daki idare ederdi. Baltimore'daki çok güzeldi. Rotterdam - Blijdorp ise muhteşemdi.

Bahse konu hayvanat bahçesi Hollanda'nın Rotterdam şehrinde bulunmakta. Oldukça büyük bir alanda yer alıyor. Önünde kocaman bir otoparkı var. Otopark ücreti sabit, 7€. Saatlik ücret almıyorlar, çünkü içeride kaç saat geçireceğiniz belli değil :) Sonra gişelere doğru ilerleyip güzel Hollandalı kızların çalıştığı gişelerden bir tanesine yanaşıyorsunuz. Kişi başı 19.50€ ödeyip biletlerinizi alıyorsunuz. Öyle "oooo pek pahalı" demeyin çünkü değil. Avrupa yöresinde fiyatlar böyle. Buralara gelmeyi planlayan arkadaşlar için önerim, 1€ = 1 TL gibi düşünmeniz (biliyorum böyle olmadığını). Yoksa ne bir yere gidebilir ne de birşeyler alabilirsiniz.

Konumuza geri dönelim. Girişten geçtikten sonra hemen farketmesenizde kocamaaaaan bir dünyaya adım atmış oluyorsunuz. Girişte hemen solunuzda "oceanium" ile başlıyorsunuz gezmeye. 


Bütün bir gün burada oturabilirim, o kadar keyifli bir yer. Burada epey kaldıktan sonra kutup ayılarının olduğu yere doğru ilerlemeye başladık. Kutup ayılarını zaten çok sevimli bulan ben, bir de bebek kutup ayısı göreceğim için çok heyecanlandım. Aralık 2010'da dünyaya gelmiş yavru Vicks. 


Yavruyu görmek mümkün olamadı. Gördüğümüzde anne miydi yoksa baba mıydı anlayamadık ama olsun kutup ayısı gördük o da güzeldi.

Blijdorp Hayvanat Bahçesinin en büyük özelliği, barındırdığı bütün hayvanların doğal yaşam ortamlarını olabilecek en iyi şekilde sağlamış olması. Ve bunu hem açık hava hem de kapalı ortam için başarmışlar. Tabiki bütün türler için söyleyemeyiz bunu. Sürüngenler ve böcek - örümcek hayvanları sürekli kapalı ortamdalar. (Böylesi hepimiz için daha hayırlı olur zaten)

Zarar vermeyeceği bilinen hayvanların doğal ortamlarına girebiliyorsunuz. Mesela kangurunun adı "kafes" olan ama aslında çitle çevrili yaşam ortamına kapısını açıp girip, gezip sonra diğer kapıdan çıkıyorsunuz.

Ayrıca bu hayvanat bahçesinin diğer bir özelliği de Afrika, Asya, Arctic, Güney Amerika, Avusturalya bölümlerine ayrılmış olması.
Bu hayvanat bahçesini gezdiğim süre içerisinde yalnızca üç hayvan için üzülüdüm. Tapir, gergedan ve bir kedi türü. Üzülme sebebim ise tek başlarına kalmış olmaları. Herhalde hayvanat bahçesi yetkililerinin bir bildiği vardır, onları öyle tek başlarına bıraktıklarına göre.

Bir sürü kuşa yaklaşabiliyorsunuz. Mesela bulduğu kemiği didikeyen bir akbabaya 1,5 metre yaklaşabiliyorsunuz. Siz ona öyle ağzınız açık bakarken, yukardan başka bir akbabada size bakıyor :) O bile sevimli kendi ölçülerinde.

Gördüğüm her hayvanı tek tek anlatmaya kalksam bu yazı bitmez. Siz en iyisi bilet alıp hayvanat bahçesine gidin. Hatta biletinizi internetten de alabiliyorsunuz. www.rotterdamzoo.nl adresine bir bakın, çok güzel videolar var.

İyi eğlenceler!


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder